Selçuklu İdari Yapısı: Türkiye Devleti’nin temelini atan Selçuklular, idari teşkilat açısından da çok önem taşımaktadır. 1040’daki Dandanakan Savaşı ile güneş gibi doğan Selçuklular, bir kısrak başı gibi Türkistan’dan Türkiye uzanan bir köprü olmuştur.
Fars kültüründen etkilenen Selçukluların, 23 vezirinden, 22’si Farisi’dir.
Hükümdar, şah, sultan, han, hakan unvanları taşıyıp, örfi vergi koymak, ferman çıkarmak, başkomutanlık ve yüksek yargıçlık görevleri vardır. Sembolleri taht, taç, yüzük, sikke, hutbe ve nevbettir. Vali olan şehzadelere melik, eğitmenine de atabey denilirdi.
Vezir, sultanın başyardımcısıdır. Bunun dışında divanda yer alan emiri dad adalet işlerine, divanı ıstıyfa maliye işlerine, divanı arız askeri maliye işlerine, tuğra yazışma işlerine, divanı ısraf casusluk işlerine, divanı berid ise ulaşım ve haberleşme işlerine bakardı.
Eyaletlerin başında hanedan üyesi ya da saraydan yetişen valiler bulunurdu. Ayrıca sultan tarafından atanan amil veya reis unvanlı maliye memurları da bulunurdu.
Ordu, hassa, gülam’ı-saray, eyalet, Türkmen ve bağlı devlet askerlerinden oluşurdu.
Topraklar mülk, vakıf ve iktalara ayrılmıştı.
Hukuk, şer’i ve örf’i olup, Kadı’ı-kutad şer’i, Emir-i dâd ise örf’i hukukun başıdır.
Osmanlı İdari Yapısı: Selçuklu uç beyi olan ve Çin, Fars, Arap, Roma uygarlıklarını dönüştüren Osmanlılar, Üçüncü Roma ya da Son İmparatorluk olarak da kabul edilir.
Hükümdarlar han, hakan, şah, padişah, sultan, kayseri rum, sultanü’l-berreyn ve hakanü’l-bahreyn, halife unvanlarını kullanmıştır.
Şehzadeler, I. Ahmet dönemine kadar vali olarak atanmış, bu tarihten itibaren ekber’i-erşed sistemiyle kafese kapatılmıştır.
Vezir-i Azam (sadrazam), padişahın mutlak vekili olup, Fatih’ten itibaren Divan-ı Hümayun’a da başkanlık etmiştir. Seferde serdar’ı-ekrem unvanıyla orduya komuta etmiştir.
Kubbealtı Vezirleri (Divan-ı Hümayun), sadrazama bağlı bakanlar kuruludur. Nişancı, kazasker (adalet), defterdar (maliye), kaptan-ı derya (baş amiral), reis’ül-küttap (dışişleri), yeniçeri ağasından oluşmaktadır. Sonradan ilmiyenin başı şeyhülislam da divan üyesi olmuştur.
Eyaletler merkeze bağlı (salyanesiz), özel (salyaneli) ve imtiyazlı olarak ayrılmıştır.
Salyanesiz eyaletlerin başında beylerbeyi bulunup, başında vali bulunan sancaklara ayrılmıştı. Bu eyaletlerde tımar sistemi uygulanmaktadır.
Salyaneli eyaletlerin başında da beylerbeyi bulunup, merkeze uzak eyaletlerdir. Vergiler iltizam usulü yıllık toplanırdı. Cezayir ve Tunus buna örnektir.
İmtiyazlı eyaletlerin başında han, şerif, voyvoda veya bey bulunup, içişlerinde bağımsız eyaletlerdir. Yıllık vergi ve seferde asker verirlerdi. Kırım, vergiden muaftı.
Tımar, Roma’da pronora, Abbasiler’de katia, Selçuklularda ikta olarak adlandırılmıştır. Vergiler aynî olup, topraklar dirlik olarak verilirdi.
Ordu, kara ve donanmadan müteşekkil olup, kara ordusu tımarlı sipahiler, kapıkulları ve yardımcı kuvvetlerden oluşmaktaydı. Kapıkulları devşirme olup, ağırlıklı gücü yeniçerilerdi.
Topraklar mülk, miri ve vakıflara ayrılmıştı. Miri araziler dirlik olarak verilirdi.
Vergiler öşür, haraç ve cizye gibi şeri ve ağnam, avarız, ispenç, çift resmi, derbent resmi ve çift bozan gibi örfi vergilerden oluşmaktaydı.
Enderun, askeri- sivil bürokrat yetiştiren ve 1909’a kadar varlığını koruyan bir saray okulu olup, bugünkü iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ile siyasal-iktisat fakültelerinin temelini oluşturmaktadır. Eğitim dili Türkçe olan dünyadaki ilk mülkiye okuludur.